Lilypie - Personal pictureLilypie Second Birthday tickers

26 Aralık 2008 Cuma

hakan deniz in ağzından doğum hikayesi


(bu yazı kk-2008 aralik annelerine itafen yazılmıştır)
Sevgili teyzoşlarım,
İsmim Hakan Deniz, gerçi sizler beni ben de sizleri ve sizlerin kuzucuklarınızı çok iyi tanıyorum..Dokuz ay boyunca kah annem anlattı kah siz… ben de O sizlerle konuşurken onun karnından hep sizleri izledim..Gördüm! Hepinizin tek eli karnındaydı bir yandan kardeslerimi sevdiniz bir yandan sohbet ettiniz…Bazen onlara dil çıkardım, bazen el salladım sizin kuzucuklarla aramızda görünmez bir bağ oluştu hepimiz dost olduk…Annem doğum hikayemi biraz geciktirdi çünkü hiç böyle olabileceğini düşünmezdim ama laf aramızda biraz bunalımda kendisi, canı pek bişey yapmak istemiyor eh mecburen kendi doğum hikayemi kendim yazacağım:
24 Aralık Çarşamba gününden itibaren annem sancı çektiğini söylüyor fakat hastaneye gittiğimizde ne açılma ne de nst de sancı çıkmıyor kös kös eve dönüyorduk…Artık bütün hastane annemi tanımıştı. Neyse ki 26 Aralık Cuma sabahi saat 8 de hastaneye gittiğimizde 3 cm açılma olmuştu böylece sonunda annemi hastaneye yatırdılar. 12 ye kadar doktorumuzu bekledik. 12 de doktorumuz açılmanın iyi gittiğini fakat benim yola girmediğimi söyledi ve anneme suni sancı ile birlikte epidural bağladılar. Doktorumuz bu şekilde aç susuz (sezeryan ihtimaline karşı) saat 14.00 e kadar bekleyeceğimizi saat 14.00 de durumu tekrar değerlendireceğini söyledi. Saat 14’e kadar keyifle bekledik. 14 de doktorumuz tekrar geldi ve annemin su kesesini patlattı, suni sancıyı sonuna kadar verdi; böylece ben yolumu çok daha rahat bulacaktım.. Sancılar iki dakika da bire düştü ve epidural iyice etkisini yitirdi.. Annem odadan herkesi çıkardı, metin durmak istiyordu sadece babamı tuttu sancılar arttıkça ondan güç alıyordu , bir noktadan sonra sancılardan canı inanılmaz yanmaya başlamıştı .. “Hani epidural de hiçbişi hissetmeyecektik nerde bu devlet nerde anestezi uzmanı!!!” diye bağırıyordu .. Meğersem rahat ıkınabilsin diye son bir saat epidurali kesiyorlarmış… Böylece doğumhaneye girdik.. Saat bu arada 14.45 olmuştu. Artık dunyaya gelmek üzereydim. Babam da doğumu video ya çekmek ve beni karşılamak için yanımızdaydı. Doğumhane de çok keyifli bir ortam vardı herkes annemi rahatlatmaya çalışıyordu. Annem hiç bağırmadı sadece ıkınmaya konsantre oldu, ne kadar konsantre olursa ben o kadar çabuk gelecektim dünyaya, bir ebe hemşire annemin karnına bastırdı beni itti, itti ve birden bire 15.23 te tam 40. haftamın dolduğu gün yani tam dokuz ay on günlük, annekarnı macerasından sonra; dünyaya merhaba dedim… Suyumun o saate kadar gelmeyip doktorumuzun keseyi patlatması annemin normal doğum yapabilmesi için büyük şans oldu…Son bir saat çektiği acıya rağmen oldukça rahat bir doğumdu.
En güzel yanı da doğum bittiği andan itibaren sanki hiç doğum yapmamış gibi hissetmek.
Annem koşarak doğumhaneden çıkabilecek kadar sağlamdı.

21 Temmuz 2008 Pazartesi

artık cinsiyetinden eminiz sana gönül rahatlığıyla oğlum diye seslenebilirim,
İsmini ise Hakan Deniz koymaya karar verdik.

Henüz hareketlerini hissedemedim ama hamileliğim gayet güzel, enerjik geçiyor. Karın ağrılarımın sebebi senin böbreklerime baskı yapmanmış, ikili ve üçlü test sonuçlarımız gayet iyi çıktı ve sayende akdeniz anemisi olduğumu öğrendim.

22 Haziran 2008 Pazar

Bugun baban ve teyzenle beraber seni gördük. Ne kadar da büyümüşsün! 13 haftalık oldun bile ve ne kadar hareketlisin, hıçkırıp durdun . Boyun 6.5 cm olmuş ama ultrasonda her şeyi yerli yerinde; tam bir bebek gibi gözüküyorsun. Bacaklarını karnıma dayamış yatıyorsun.
Doktorumuz erkek olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi ama bir daha ki kontrole emin olacağız.

17 Mayıs 2008 Cumartesi

Beşbuçuk haftalıkken doktorumuz Hidayet Erkan ile tanıştık. Tüm hamileliğimin belki de hiç geçmeyen, en bitmeyen iki haftasını yaşadım. Kalp atışlarını duyabilecek miyim heyecanı…
Bu süreçte tam bir aile olduğumuzu hissettim. Baban, annelik yolculuğumun başlangıcından beri en büyük destekçim…
Bebeğim, bugün tam sekiz haftalıksın.. İlk kez kalp atışlarını duyduk. Çok çok mutluyum. Beklediğim kadar bulantım yok ama beklemediğim bir şekilde karın ağrım var. Genelde çabuk yorulup erkenden uyuyorum. Midemi sadece krem peynir –düşüncesi- bulandırıyor ve canım hep elma yemek istiyor.Kalp atışlarını duyana kadar gelişini, ailelerimiz ve müjdeli haberi aldığımız gün bizimle birlikte olan dostlarımız dışında, kimseye söylemeyelim dedik ama dayanamayıp herkesle paylaştık

26 Nisan 2008 Cumartesi

İçimden bir ses niyeyse hamile olduğumu söylüyor..
Günlerden Cumartesi sabah erkenden garip bir heyecanla uyandım. Baban da uyanmış. Hissettiklerimi ve heyecanımı ona anlatınca sabahın 8.30 unda beni kliniğe kan testi yapmaya yolladı. Diğer testler beni kesmez, şimdi çizgiyle-çubukla uğraşamam.. Evet evet kan testi yaptırıp, kesin emin olmalıyım.
Test, akşamüstü neticeleniyormuş; hemşire arayarak haber vereceğini söyledi. Mümkün değil, evde oturamam o saate kadar. Baban ile Beyoğlu na çıkıp, Arzu Teyzen, Tumma Teyzen ve Ajlan ile buluştuk. Birlikte çok guzel vakit geçirdik. Akşam ustu 17.00 civarı hemşire aradı ve hamile olduğumu müjdeledi. Haberi, sevdiğimiz dostlarla, hep beraber aldık. Bize, henüz o da Mehmet Burak’a hamile olan İrem Teyzen ve Metin Amcanda katıldı.
O saatte kadar heyecanlanmayayım diye sessizliğini koruyan baban, en az benim kadar heyecanlı olduğunu çünkü bir gece önce rüyasında bir oğlu olduğunu ve ismini Hakan koyduğunu gördüğünü itiraf etti. Baban çok sık rüya görmediği için bu durumdan etkilenmişti.
Böylece 2. evlilik yıldönümü hediyemizi, hayatımızın en büyük müjdesini almış olduk.